15 Mart 2014 Cumartesi

Önce Kendi Aklını Sonra Başkasının Aklını Kullanana Ben İnsan Derim!

                 Hud 51-Nahl 12-Enbiya 66-Kasas 60-Kamer 17-Zuhruf 2-Bakara 242

https://www.blogger.com/blog/post/edit/6287572114247907885/8889373961325328673https://www.blogger.com/blog/post/edit/6287572114247907885/8889373961325328673       Bu ayetler gibi -benim araştırmama göre- Kur'an-ı Kerim'de 75 ayet geçiyor. Merak ettim acaba neden Allah düşünmemizi istiyor? Alimlerimize uymak varken neden aklımızı yoralım? Uğraşacak başka şeyler varken neden böyle şeyleri düşünelim! Nasılsa yerime bunları düşünecek birileri var! Diyorsanız ayvayı yediniz. ''Allah'ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını(güzelce) kullanmayanlara verir. Yunus süresi 100. ayet '' Üzülerek belirtmeliyim ki birçoğumuz o azabı tadacaktır. Çünkü düşünmüyoruz, akletmiyoruz, Allah'ın verdiği bu nimetlerin en güzeli olan aklı kullanmıyoruz. Peki neden kullanmıyoruz veya kullanamıyoruz? İnsanoğlu fıtrat olarak meraklı yaratılmıştır. Dolayısıyla merak ettiği için düşünür. Onu düşünceden alıkoyacak -bence- 2 şey var. İlki dünyadaki malayani şeylere fazla kafa takması(eğlence, gezme-tozma, karı-kız v.s). İkincisi ve bence en önemlisi bazı insanlara fazla güvenmesi, onların aklına itibar etmesi ve yanlış yapacaklarına ihtimal vermemeleri. Bakalım Kitabımız bu konuda ne diyor! ''Dinlerini parça parça edip hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiç bir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Enam 159'' Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra çekişmeye girip fırkalar halinde(mezhepler) parçalananlardan olmayın. Ali İmran 105'' Daha çok varda aklıma gelmiyor. Sanırım kendi aklınızı kullanmanızın zamanı geldiğini akletmişsinizdir. Kendi aklınızı kullanmanız dileği ile...

Kendimizi kandırmayalım

Yeryüzündeki Fesatçılar!

       Konuşmak gerek bazen avazımızın çıktığı yere kadar hıçkırmak gerek... Ama bir de bakmışsın ki  sen dağa taşa çalıyormuşsunda herkes senden bi haber. Hani Üstad Hazretleri; '' Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum.... Beni, nefsini kurtarmayı düşünen hodgâm bir adam mı zannediyorlar? Ben, cemiyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, âhiretimi de. Seksen küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına birşey bilmiyorum.''  Der ve feryat eder. Ama duyan pek azdır,sağırdır kulaklar ve hakikatı görmez şu kör olasıca gözler!       Zaman mı değişti yoksa içindeki cesetler mi? Neyin peşindeyiz, hangi amaca hizmet etmekteyiz?  Bir gün toprak olacağımızı bile bile neden hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar, hayatı kendimize zindan ederiz? Aslında cevaplar içimizde... Asıl mesele bunlarla yüzleşmede... ''Çünkü yüzleşirsek hayat kısalır, anlamsızlaşır, nefes alamayız, yaşamak varken ne gerek var sebeplere'' der bi kısm-ı taife. Der ve kaybeder! Sonra kendi kitabını yazar ve ona iman eder. Eğrisi ile doğrusu ile yaşamak ister, bir zevk için bin elemi çekmek ister.       Ahir zaman dedikleri bu olsa gerek. Bakarsın ki çıkmış bir köşede ben Müslümanım der. Onu bırak Kainatın Yaratıcısı ne der: -Bunlara, "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde, "Biz ancak ıslah edicileriz!" derler.İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.| Kur'an; Bakara Sûresi 11-12 Ayet Meali-  Evet ne yazık ki farkında değildirler.       
Sözün özü; kul kula kulluk eder. Açıp Kitab-ı Mukaddesi acaba Allah ne der diye merak etmez. Bildiğini okur, uyar nefs-i şeytanına... Evet ne yazık ki MÜSLÜMANIM der Yeryüzündeki Fesatçılar...!  Ves-selam